Ev Sahibim/Göt Sahibim…
Tanıdığımda Hacı Amca diyordum ama hacılıkla filan ilgisi yoktu ev sahibimin. Öyle takılıyordu sadece. 67 yaşında ve tam bir aç, gerçek bir abazaya göt verip, onun sürekli ilişki teklifini o coşkuyla kabul etmiştim. Ben normalde kadın gibi takılmadan, sadece biseksüel biriyken, artık gayet sinirli, “gısıtlamayı ve yasah goymayı” seven, bir hayvanın karısıydım. Ayrıca telefonum, bilgilerim vs. her şeyim de elindeydi ve izimi kaybettirme şansım da yoktu. Gizliydim ve beni, ele verip her şeyi mahvedebilirdi.. Nasıl kocam olduğunu ilk 2 hikayede anlattım… Merak edenler okuyabilir. Ben hikayenin geri kalanından devam edeceğim.
Ev sahibimin gerçek adı Yüksel. Kurtuluşta tuttuğum bodrum katının üst katında oturuyordu ve onu çekici bulduğum bir gece altına yatmıştım. O güne kadar normal biseksüel bir erkek olarak hayatıma devam ederken artık bir ilişkinin pasif/kadın tarafı olmuştum.
Kadın gibi hissetmek güzel. Yüksel, her şeye rağmen bana bunu yaşatabiliyordu ve ben de bu hissi çok sevmiştim. Seviştikten sonra şartlarımızı konuştuk (daha çok onun yapmamı istediği ve istemediği şeyler) ve arkamı ona döndükten sonra bana sarılmıştı. götüme dayadı ve uyuduk. Ben sevişme sırasında hiç boşalmadığım için çok mutlu hissediyordum ve ona hiç hayır dememiştim.Boşalırsam rahatlayabilir ve bu denli ileri gittiğim için pişmanlık duyabilirdim. Ama buna alışmalıydım çünkü artık karısı olmuştum ve her gün her gece elleyip sikecekti beni.
Ertesi gün kalkar kalkmaz “Hadi bakalım bir sabah saksosu çek bana gitmeden” dedi. Uykulu uykulu aşağıya doğru indim ve taytımla domalarak sadece başını sığdırabildiğim ağzıma boşalttım. Spermlerini yine yutturdu bana. Sonra da akşam gelmek üzere çıktı gitti…
Uyanıp üst kattaki eve gitmem ve temizlik, yemek gibi şeyleri yapmam gerekiyordu. Ayrıca Yüksel bana kredi kartını bırakmıştı ve aklıma ne gelirse, ne lazımsa almamı, bir kadın olarak her şeyimin tam olmasını tembihlemişti. Laptopumu açıp internetten alabildiğine sipariş verdim. Yüksel varlıklı bir adamdı. Parayı dert etme demişti. Taytlar, uzun ve kısa etekler, çoraplar, külotlar, makyaj malzemeleri… Ne varsa sipariş ettim. Ne lazımsa, aklıma ne geldiyse…
Moto kuryeyle gün içerisinde gelen bir sürü şey oldu ve ben evi süpürüp toz aldıktan sonra basit 1-2 yemek yapıp (pilav, çorba vs) hazırlanmaya başladım. Ancak bir yandan da hala boşalamadığım için ağrım artmıştı. Kendimi tutmaya karar verdim. Pekala bir adet ağrısı olabilirdi bu. Deli gibi boşalmak istiyordum ama zaptettim kendimi…
Ayağıma dantelli, beyaz bir g-string külot geçirdim. Ten rengi bir külotlu çorap, dar mini etek ve topuklu ayakkabılar, üzerimde de kolsuz bir gömlek ve full makyaj, yüksel’i beklerken…
Kapı çalınınca kim olduğunu sormadan açıverdim. Yüksel yoldaydı, geliyorum diye aramıştı… Ben o kılıktayken karşımda apartmanın kapıcısı Selahattin abi duruyordu. Şaşkınlıktan gözleri açılmış.
Burada bir parantez de Selahattin abiye açmam lazım.
Boyum 167 cm. Selahattin abi rahat 190 cm var. Hayvan gibi bir adam. Pornolarda takılırken ona çok ama çok benzeyen bir adam buldum. Fotoğrafını aşağıya ekleyeceğim. Sadece fotoğraftaki adamın saçlarının tam olduğunu düşünün, aynısı.
Karşısına öyle çıkınca bir an kalakalıp kapıyı dan diye kapattım. Sonra kapının ardından konuşmaya başladı:
“yenge (evet yenge demişti ve ben daha ilk günden salak gibi Yüksel’e verdiğim sözü tutamamış, her şeyi açık etmiştim.) -yenge, depodan hortumu alacağım da anahtar yüksel abide olacaktı.. “Bilmiyorum daha sonra gelin” dedim. sessizlik oldu. gitmiş miydi? az sonra sırıttığını tonlamasından anladığım bir ifadeyle sordu: “ne zaman geleyim?” Cevap vermedim. Ona sikişme gözüyle bakmamıştım. evi tutmaya geldiğimde de hep abi diye hitap etmiştim ve içim almıyordu açıkçası. Kapıyı tıklattı. Bir daha tıklattı… cevap alamayınca gitti. ama ben ilk fırsatta geleceğinden emindim…
(Devamı gelecek)
0 yorum